27 Temmuz 2008 Pazar

Karpuz Tarlamız....

Babamın bahçelerine devam. Karpuz yani bostan tarlamız....


Bu sene hiç bir yerde doğru düzgün karpuz yiyemedim. Daha çabuk olduğu için kabakla aşılama yapıyorlarmış karpuzlara. Sizde okumuşsunudur. Ve ne yazık ki karpuz görünümünde kabaklar yemek zorunda kaldık.


Hiç bu kadar küçük karpuzlar gördünüz mü???



Birazda Trakya'dan....

Trakya'yı çok seviyorum. Memleketim olduğundan mı yoksa gerçekten öyle mi bilmiyorum ama burada bulduğum huzuru hiç bir yerde bulamıyorum. Hiç bir yer buraya benzemiyor sanki...Bir kasabada 'hayata merhaba' demiş olmaktan çok mutluyum. Büyük şehir hayatından ne zaman bunalsam buraya kaçıyorum. Ve zaman yavaşlıyor. İnsanın sığınabileceği böyle bir limanının olması ne güzel. Artık ailemin yanında geçirdiğim günlerin sonuna geldim. Ağustos başı itibariyle Ankara'dayım ve uzun bir süre Trakya'ya gelmeyeceğim. Dün babamın bahçelerinde dolaştım biraz. Dalından kopardığınız malzemelerle salata yapmanız kadar büyük bir zevk var mı? Ya da tarladan yeni kopardığınız bir karpuzu yemek kadar? Tatları bende saklı olsa da fotoğraflar sizindir. Karşınızda bizim oranın bahçeleri...

Annem geçen gün bahçeden kocaman bir lahana koparmış. Sonra lahanayı rondada doğradı ve tuzla bir güzel ovdu. Üzerine sarımsaklı yoğurt döktü. En son üzerine de zeytinyağı ve pulbiber. Lahanayla pek arası olmayan ben bile bu salataya bayıldım.

Taze semizotlarıyla yapılan salatanın tadına doyum olmuyor doğrusu...

Kabaklarımız...


Kabak çiçeği dolmasısını ilk olarak yengemde yemiştim ve tadı gerçekten çok güzeldi. Aslında bu geldiğimde yapacaktım ama kabak çiçeklerini sabah altı gibi kalkıp toplamak gerekiyormuş. Ben geç kaldım hep. Artık bir daha ki sefere. Bunlarda benim toplayamadığım kabak çiçekleri...


Patlıcanlar.... İstanbul'da otururken çok rahattım. Annem yazın bahçemizden topladığı patlıcanları babamın Bulgaristan'dan getirdiği közleme makinasında közler, dondurur ve bana gönderirdi. Artık Ankara'da olduğumdan dolayı böyle bir lüksüm kalmadı. Eeee artık bizde fotoğraflarına bakıcağız sadece. Bir de geldikçe tadına bakıcağız...

Bostan Patlıcanlarımız.

Bardak domatesler...

Oğlumun en çok sevdiği şeylerin başında geliyor domates. Hormonsuz ve ilaçsız domateslerin keyfine vardık burada oğlumla. O da dalında kopan domatesin ne kadar lezzetli bir şey olduğunu öğrendi. Bakalım şehir domateslerine nasıl alıştıracağız kendisini:))))

'Kızarmış yeşil domatesler'i hatırlıyorum ne zaman yeşil domates görsem. Çok güzel filmdi . Yeşil domates kızartması çok güzel oluyormuş ama ben daha deniyemedim. Ama domates turşusunu çok özledim.

Acı biberlerim.

Erik Ağacı....

26 Temmuz 2008 Cumartesi

Fotoğraf Denemeleri, Beyzacığım bunlar senin için....

Bu aralar fotoğraf yüzünden Beyza'yı bunaltmaya ara verdim. Ama denemeye devam. Bunun bir sonu olmasa da öğrenebildiğim kadar çok şey öğrenmek istiyorum fotoğraf hakkında. Beyza'nın bize geldiği hafta sonu çektiği fotoğraflar gibi fotoğraf çekme çalışmaları yapmaktayım. Beyzacığım bu fotoğraflar senin için... Bak bakalım ne kadar becerebilmişim. Bu arada artık senin şu bloğunu açsak diyorum. Aaaa ellerimi titretmemişim Eren'e bir ara söylersin. İşte fotoğraflarım...



Ringo ringo şişeler....


16 Temmuz 2008 Çarşamba