27 Aralık 2009 Pazar

Çam Ağacının Her Hali... Yeni Yılınız Kutlu Olsun...


2009 nasıl geçti diye sorarsanız, bilmiyorum derim size. Belki de her yıl gibi geçti işte. Hüzünlü, sevinçli, şok haberlerle, aramıza yeni katılanlarla, aramızdan ayrılanlarla, hasretlikle geçti 2009. Belki de diğer tüm yıllar gibi. Büyümüş olmanın, anne olmanın ne kadar zor olduğunu iliklerime kadar hissettim bu yıl. Bittiği için sevindiğim eski yılları özlemle andığım zamanlar oldu.İyi ki geldin dediğim zamanlarda... Kötü olaylar yaşadım, iyiler kadar...Biliyorum aslında bir tek kötü olaylar benim başıma gelmiyor ya da bir tek ben yaşamıyorum hayal kırıklıklarını. Ama bilmek bazı şeyleri değiştirmiyor ya da yaşananları hafifletmiyor tabi. Tüm ağırlıkları sırtımda hissetsemde ben bu bir yeni yıl yazısı olacaktı değil mi?

Tamam işte ta kendisi. Kardeşimi çokkk uzaklara askere gönderdiğim, boğazıma kadar tezimle dolu olduğum, artık haber dinlemeye bile korktuğum ve daha buraya yazamayacağım bir çok nedenden dolayı ancak böyle bir yeni yıl yazısı çıkabilirdi. Dedim ya size 2009 benim büyüdüğüm yıl oldu. Kendimle hesaplaştığım, belki barışırım diye umut ettiğim ama başaramadığım....

Size 2010 ile ilgili iyi dileklerimi ileteceğim elbet. Ama biliyorum fark olmayacak gelenle gidenin arasında. Belki de aratacak kimbilir. Ama yazdım ya size tüm bunlarda hayata dair işte. Belki de son söz şöyle yazabilirim size; yaşananlar yaşandı, yazılanlar yazıldı, acılar, sevinçler, hayal kırıklıkları, yaşadığım şoklar,hasretler hepsi kalbimde. Güle güle 2009 ve hoşgeldin 2010. Umarım iyi hatırlanırsın...

20 Aralık 2009 Pazar

Gitmek...

Gitmek istediğim yalan değil. Arkama bakmadan çekip gitmek istiyorum oğlumu cebime koyup. Hep derler ya dertler tek başına gelemeyecek kadar korkaktırlar diye. İşte yine korktular. Sıra sıra dizildiler şimdi arka arkaya geliyorlar sağolsunlar. Artık bilmiyorum bu akın ne zaman sona erer. Biter mi onu da bilmiyorum. Sadece bu kadar sakin nasıl kalabildiğime şaşırıyorum. Kötü haber almadan geçirdiğim tek günüm yok. Başlangıcı belli aslında. Üzülmek hem de çok üzülmek istiyorsanız hayatta büyük iyilikler yapın. Gerçekten. Hayır hayır yanlış yazmadım. Hatta iyiliğiniz ne kadar büyük olursa o denli üzülüyor ve yıkılıyorsunuz. Çokkk büyük bir bedel ödüyorsunuz.
Ne barındığım eve sığıyorum, ne bütün gün çalıştığım işyerime ne de yaşadığım bu şehre hatta dünyaya. İstediğim tek şey çekip gitmek. Ben hayatı kabullendikçe o bana yeni sürprizler hazırlıyor. Hem de en kötülerinden. Belki de ben yanlış yapıyorum. Hem de en büyüğünden. Bu kadar mutsuz olmak için ne yaptım bilmiyorum. Hayat bana ne zaman gülecek ya da gülecek mi onu da bilmiyorum.....