5 Haziran 2008 Perşembe

İtalya Yazılarına Devam.... Vatikan...Papaların İkametgahı...

İtalya sınırları içinde olmasına rağmen San Morino ve Vatikan iki ayrı devlet statüsünde. Yeri gelmişken size biraz da muhakkak görmeyi istediğim San Morino’dan bahsedeyim. 6 km karelik yüzölçümüyle Avrupa’nın en küçüğü olmasına rağmen dünyanın en eski cumhuriyetlerindendir. 20.000 civarında nüfusu ve 180 kişilik ordusuyla 1000 yıldır bağımsızlığını korumuş. Bir dağ devleti olan San Morino’yu yılda 3 milyon turist ziyaret ediyor. San Morino’nun kurulmasıyla ilgili bir efsanesi varmış. Buna göre; kentin temelleri hristiyanların Roma İmparatorluğu tarafından baskılara uğratıldığı 4. yy’da Aziz Morino’nun dağlara yerleşerek çevresine ona inananları toplamasıyla atılmış. San Morino’dan bu kadar bahsetmek yeter sanırım. İnşallah bir gün gitmek kısmet olur ve sizinle fotoğraflarımı ve izlenimlerimi paylaşabilirim. Gelelim asıl konumuz olan Vatikan’a...
Vatikan Neron’un yüzlerce hristiyanı katlettiği Vatikan tepesinde kurulmuş. Ortaçağda sıtmanın kaynağı olan bataklığın çevrelediği bir tepedir Vatikan. 600 yıldır Papaların ikametgahlığını yapıyor ve 1929’da Mussolini’nin imzaladığı “Lateran Anlaşması”ndan sonrada bağımsız bir devlet haline gelmiş. Dünyada ki tek “Tanrı kent” ve devletidir. Vatikan İtalya’nın tüm haklarından yararlanabilen fakat kendi bayrağı ve egemenliğe sahip ayrı bir devlet.
Yüzölçümü 44 hektardır. Etrafındaki surları 1 saatte dolaşabiliyorsunuz.
Vatikan adı hristiyanlığın ilk 1350 yıllık döneminde hiç ağıza alınmamıştı. 1267 yılına kadar kutsal sayılan böyle bir yerleşim yeri yoktu. Papa Lateran denilen yerleşim alanlarında ikamet ederdi. 14.yy’a kadar Papalar Fransa’nın Avignon şehrinde yaşıyorlardı. Ve Fransa Kralı’nın koruması altındaydılar. Papaların Vatikan’a gellişleri 1377 yılında Avignon’daki Papaların hükümdarlığının yıkılmasıyla olmuştur.
Vatikan İsviçreli paralı askerker tarafından korunuyor. Zaman zaman buna şiddetle karşı çıkmalar olsa da Papalar bundan asla vazgeçmemişler. Karşı çıkılmasının nedeni askerlerin bir kaç kez Papa’ya ihanet etmeleridir ve paralı olduklarından dolayı edebilecek olmalarıdır. Papaların vazgeçmeme nedenleri ise ihanet etseler bile Vatikan’a ait hiç bir sırrı açıklamamaları. Vatikan’ı bu kadar gizemli yapanda bu zaten. Vatikan da bir kural vardır. “Vatikan da öğrenilen sır öbür dünyada bile açıklanmaz.”Sırları açıklayan olursa kendilerinin ve nesiller boyunca ailelerinin can ve mal güzenliği kalmaz. Çünkü Vatikan inanılmaz sırları olan gizli geçitleri,gizli ve kuvvetli ilişkileri, çözülemeyen şifreleri olan bir yerdir. Ve bu şöhretini de ne olursa olsun sırlarının saklanmasına borçludur.
Vatikan kendi pasaportu, devlet kuruluşları ve bürokratları olan bir devlettir. Yerleşik nüfusu yaklaşık olarak 750’dir. Bu kadar az nüfusa sahip olmasına rağmen bir tren istasyonu, helikopter alanı, postanesi, 30 dilde yayın yapan radyo istasyonu, muazzam müzesi ve devesa kütüphanesi vardır. (Yarım milyon el yazması kitabı var ve ancak özel izinle girilebiliyor.)
Pasaport Papa’nın kendisi tarafından veriliyor. Geçici olarak veriliyor ve Papa istediği zaman tek taraflı olarak pasaportu iptal edebiliyor ya da hiç olmamış gibi işlem görmesini sağlayabiliyor.Pasaport alabilmenin tek şartı katolik kilisesine kayıtlı dindar bir hristiyan olmak, milliyet ya da ırk ayrımı yapılmıyor.
Papa tüm katoliklerin pederi olsa da sadece Vatikan halkının devlet başkanı. Bu anlamda koyduğu kurallar sadece burada geçerli. Papa’nın bir başbakanı, senetosu ve bakanları vardır. Vatikan’ın siyasi olarak en güçlü kurumu “Curia”. Buna Vatikan’ın beynide diyebiliriz. Dünyevi bir kuruluş olduğundan Papa istediği zaman bu kurumu ortadan kaldırabilir.

Vatikan ülkesinde irili ufaklı 200’den fazla bina var. Vatikan’ın en yüksek binası San Pietro Kilisesi.Papalık makamının olduğu yere Roma ve Vatikan’ı birbirinden ayıran Bronz Kapı’dan giriliyor. Bronz Kapı sadece önemli törenlerde açılıyor.Vatikan ülkesine ise bu kapının hemen sağında ve 300 metre ilerinde yer alan Saint Anne kapısından giriliyor. Araçlar ve halk bu kapıdan giriş yapıyorlar.
Kapıları İsviçreli muhafızlar bekliyor ve istedikleri an kimlik denetimi yapabiliyorlar. Muhafızlar istedikleri kişileri içeriye sokmama hakkına sahiptirler. İsviçreli muhafızlar İsviçre’nin zengin ve aristokrat ailelerinin iyi eğitim görmüş çocukları arasından seçiliyor. Bir nevi babadan oğula geçen bir meslek niteliğinde. Maaşı oldukça iyi ve statü olarakta saygın bir yerde. Rengarenk olan üniformalarını ise Michelangelo cizmiş ve o zamandan bugüne kadar hiç değişmemiş.
Fotoğraf Mürvet Çolak tarafından çekilmiştir.
Vatikan’ın serveti asla tam olarak açıklanmıyor. Bir çok kuruluşa,bankaya,TV kanallarına...vs olan ortaklığı bilinsede Vatikan hep az kazandığındam şikayetçi. Aslında dünyanın en zengin ülkelerden.

San Pietro Kilisesi
Neron döneminde M.S. 64 yılında öldürülen havarilerin lideri Aziz Pietro’nun gömülü olduğu yerde şimdi O’nun anısına hristiyanlığın en büyük kilisesi olan San Pietro Kilisesi var. San Pietro’nun sırf hristiyan olduğu için yakıldığı yerde şimdi katolik hristiyanların mabedi yer alıyor.
Kilise'nin tavan süslemeleri
60.000 kişi kapasiteli olan kilise 16.yy’da Papa Julius II tarafından yaptırılmış. Bugünkü durumuna üç yüzyıl süren onarım ve ilavelerle gelmiştir. Bu Kilise hristiyanlığın en eski, en büyük ve en kutsal kilisesidir. 12 asırdır varlığını korusa da Rönesans'la birlikte kilise yerle bir edilmiş ve yerine yenisi inşa edilmiştir.
Bernini, San Pietro Meydanında (Piazza San Pietro) mimari dehasını konuşturmuştur. Kavisli olarak uzanan sütunlar dünyanın her yerinden gelen hacılarına kollarını açmış bir şekilde bekler. Bernini, travertenden 284 sütunu, 88 yarım sütunu ve azizleri temsil eden 140 heykeli 11 yılda, 1667’de bitirmiştir.

17.yy’da yapılmış olan ikiz çeşmelerden birisi ile Mısır dikilitaşının arasında durun (işaretlenmiş bir nokta var) ve dört adet arka arkaya sıralanmış sütunun tek bir sütun haline geldiğini seyredin. Muazzam bir mimarlık ve simetri....Mısır dikilitaş’ın aynı zamanda başka bir özelliğe güneş saati olması. Etrafında yerde çeşitli simgeler var.Dikilitaşın gölgesi hangi simgeye geldiyse saatin o olduğu anlaşılıyor.
Kubbesinin yapımı Papa tarafından Michelange’ya verilmiştir. İç süslemeleri Rönesansın ünlü sanatçılarından olan Rafael ve Bernini tarafından yapılmıştır.
Kubbesi çok harikadır. Dünyanın en yüksek kubbesine sahiptir.Kubbenin çapı 42 m, yüksekliği 132 metredir.
Kubbenin yakından görünüşü
San Pietro Kilisesi tarih boyunca Bramante, Giuliano de Sangallo, Raffaello, Baldassare Peruzzi, Michelangelo, Giacomo Della Porta,Domenico Fontana ve Carlo Maderna gibi ünlü mimarların farklı fikirleri sonucu değişime uğramıştır. Mimarların hepsi Papalarla birlikte Kilise’ye eklemeler yapmış yada bazı bölümleri yıktırmıştır. Dört kolu eşit uzunluktaki Yunan haçı şeklinde olan plan şimdi artık günümüzde kullanılan bir tarafı uzun haç şekline dönüştürülmüştür.
Ortada görülen sütunlu bina ilk Papa olan San Petrus’un mezarıdır.
Fotoğraf Eren Doğan tarafından çekilmiştir.
Arkada ki göz gibi görünen ise hristiyanlara göre kutsal ruhun simgesi.
Kilisenin içindeki çoğu heykel Papalara ait.

San Pietro Kilisesi’nin 3 tane giriş kapısı bulunmaktadır. Bunlardan sadece birisi açık. Birinci kapı geçtiğimiz bin yıl için açıkmış, ikinci kapı içinde bulunduğumuz bin yıl için, yeni yapılan 3. kapı ise gelecek bin yıl için yapılmış. Yeni yapılan kapının arkası duvar. İçeriye girdiğinizde burada bir kapının olduğunu anlayamıyorsunuz.
Kapının yakından görünüşü
Fotoğraf Eren Doğan tarafından çekilmiştir.Ne yazık ki ancak bu kadar görünür kılabildik. Benim çektiğim çok daha aydınlık olsada çok titrek çıkmış.
Kilise’nin en değerli sanat eseri ve Michelange’nun imzasının bulunduğu tek eser olan Pieta’sı (Meryem kucağında ölü İsa ile) girişin hemen yanındaki şapelde. İmzası Meryem’in pelerininin üzerindedir. Floransalı olan Michelangelo bu eseri yaptığında 25 yaşındaymış.Aslında eskiden meydanda duran heykel 1972’de fanatik bir hristiyanın çekiçle yaptığı saldırısından sonra Kilise’nin içine alınmış ve kurşun geçirmez camekana konulmuş.
Ne yazık ki benim fotoğraflarımın çok karanlık çıktığı diğer bir sanateseri ise 13 yy’dan kalma bronz Aziz Petrus heykelidir. Yine Floransalı olan Arnolfo di Cambio tarafından yapılan heykelin sağ ayağının parmakları milyonlarca hacının dokunması sonucunda aşınmış durumdadır.
Kilise’nin içine girmeden hemen sağdan (çabuk ilerleyen kuyruk)bir kapıdan giriyorsunuz. Tam karşınıza bir kapı çıkıyor. Burada Papaların mezarları var. Son ölen Papa’nın mezarının önünden geçerken çoook sessiz olmalısınız. Bunu fotoğraf çekmenize ya da kameraya almanıza izin vermiyorlar. Hristiyanlar dua ediyor burada ve zarflar atıyorlar mezarının üzerine.
Fotoğraf Volkan Çalkın tarafından çekilmiştir. Papaların mezarlarının olduğu yere girer girmez bu heykel karşılıyor sizi.
Çeşitli Papa mezarları

Ben ne yazık ki yapamadım ama size bir bilgi olarak vermek istiyorum. Kilisenin en tepesine kadar çıkıp Roma’yı kuşbakışı seyretme olanağına sahipsiniz. Eğer asansörle çıkacaksanız bunun için 7 Euro ödemeniz gerekiyor. Eğer merdivenle çıkacaksanız 3 Euro ödeyeceksiniz. Ama iki seçenektede bir yerden sonra merdivenle çıkmanız gerekiyor.
Vatikan Müzesini gezmek başlı başına bir gün istiyor. Ben yine zaman yokluğundan gezemedim. Ama Roma’ya ilk gidişimde ilk gezeceğim yerdir. Sistine Şapel’ini göremedim anlayacağınız. Müze’ye giriş için 12 Euro ödemeniz gerekiyor.
Size tavsiyem Vatikan’a giderken Venedik Meydanı taraflarında arabadan inin ve Sant’Angelo Köprüsünde geçerek Vatikan’a yürüyerek gidin.
Kilise'nin girişimdeki tavan süslemeleri

Kilise'nin içi tavan süslemeleri

Hristiyan olan ülkeleri gösteren ve yerde yer alan simgeler

Kilisede yer alan ve renkli mermer kullanılarak yapılmış tek heykel. Altında yer alan kapı diğer hayata açılan kapıyı simgeliyor. Bir iskelet el kum saati tutuyor. Bu da ölümü simgeliyor.
Dua eden papaz.
Fotoğraf Eren Doğan tarafından çekilmiştir. Vatikan'ın kuşları....

Tam karşıda görünen San Pietro Kilisesi. Bu yol Papa'nın özel günlerde özel arabasıyla halkı selamladığı yol. Bütün halk burada toplanıyor. Ağca'nın Papa'yı vurduğu yer hemen bu yolun ortalarında yer alıyor. Papa'nın üstü açık olan ve buraya çıkıp halkı selamladığı araba o günden sonra kurşun geçirmez camla kaplanıyor.

Fotoğraf Eren Doğan'ın makinası tarafından çekilmiştir.

Ve son...Bunlarda Vatikan'ın silüetleri..Saat 23:00. Yorgunluktan ölmüş bir kafile. Az önce bahsettiğim yolun başında ve çaprazında ki yolun tam ortasındayız. Kırmızı ışık yanıyor arabalara ve biz Roma sokaklarının keyfini çıkarıyoruz. Volkan,Teoman,ben,Ahu ve bizim Kayserili Eren....

3 yorum:

TUNİS dedi ki...

daha bugün Dan Brownun Melekler ve Seytanlar adlı kitabını bitirdim okurken kafamda canlandırmam gereken çok yer oldu.Hatta bazı kiliseler o kadar güzel tabir edilmişti ki olağanüstü olacağını düşündüm bu yüzden vatikan şehrindeki bernini n yapmış olduğu sanat eserlerini görmek istedim.resimler gercekten acı olarak güzel çekilmiş okuduğum kitabı gözümde şimdi daha iyi canlandırıyor ve anlıyorum.Tesekkürler.Birgün hep birlikte oralarda var olup buluşmak dileğiyle ;)....

PAKİZE dedi ki...

daha bugün Dan Brownun Melekler ve Seytanlar adlı kitabını bitirdim okurken kafamda canlandırmam gereken çok yer oldu.Hatta bazı kiliseler o kadar güzel tabir edilmişti ki olağanüstü olacağını düşündüm bu yüzden vatikan şehrindeki bernini n yapmış olduğu sanat eserlerini görmek istedim.resimler gercekten acı olarak güzel çekilmiş okuduğum kitabı gözümde şimdi daha iyi canlandırıyor ve anlıyorum.Tesekkürler.Birgün hep birlikte oralarda var olup buluşmak dileğiyle ;)....

Rumeli Kızanı dedi ki...

Ben de Melekler ve Şeytanların geçtiği yerleri gezmekten çok haz almıştım. Fotoğrafları beğendiğiniz için çok teşekkür ederim. Ve umarım bir gün birlikte oralarda buluşup beraber gezebiliriz. Bundan çok mutlu olurum... Görüşmek dileğiyle...